Haytalya Tramisu Ballı Gemici Böreği Şeyh-ûl Mahşî Doyuran Pasta

Şeyh-ûl Mahşî

Ana Yemekler / 29 Haziran 2015

Son Yazılar

Kadın,Erkek ve Dünya Kadınlar Günü

 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.Tüm medya,şakşak kutlayacak,bu konuda programlar yapılacak ve hooop yatıcaz kalkıcaz ,9 Mart olmuş bile Kadınlar Günüde bitmiş geçmiş.Sevgililer günü,anneler günü,babalar günü vs gibi, bir güne sıkıştırılmış sembolik bir gün.İş yerlerinde belki de bütün kadınlara birer çiçek verilip günü unutmadık mesajı verilecek.Bunlar güzel şeyler tabiiki ama ya şiddet,şiddete uğrayan kadınlar,hem de bir değil 365 gün,sözlü,fiziksel her türlü şiddete uğrayan kadınlar.

kadına yönelik şiddete son

Aslında,kim inkar ederse etsin,doğduğu andan itibaren 1-0 geriden başlıyor hayata kadın.Ben 5 tane oğlu olup da,kızı olmayan bir babanın üzüldüğünü görmedim.Ama oğlu olmayıp da,3 kızı olan bir babanın çocuklarının hiç olmazsa birinin erkek olması için can attığını gördüm.İşte 1-0 geriden başlayan bir hayat.

Bu arada tabiiki istisnalar var,ama bunun böyle olduğunu hepimiz biliyoruz.Üstelik de en tahsillisinden,en az eğitim görmüş olanına kadar böyle.Bu arada,sanmayın ki bu şiddet,dayak sadece kırsal kesimde,eğitim düzeyi düşük insanlarda oluyor,Üniversite mezunu,iyi eğitim almış çoğu erkeğin eşine şiddet uyguladığını biliyormusunuz.Demek ki bunun eğitimle de çok ilgisi yok,insana verilen ,daha doğrusu kadına verilen değerle ilgili bir durum.Adam üniversite bitirmiş olabilir,ama yetiştiği çevrede gördüğü,kadına verilen değer ve uygulanan davranış biçimini, beyine resmetmiş,altta kodlarda bu yazılmış,eğitimle onu yok edemezsiniz.Gördüğü ne ise uyguladığı da o oluyor.Toplum içinde konuşurken son derece kibar,kadına değer veren,centilmen erkek eve geldiğinde bir canavara dönüşebiliyor.Çünkü evde ki karısı onun belki de egolarını,aşağılık duygusunu tatmin ettiği bir deşarj olma simgesi.

 Zeytinburnu Belediyesi’nin, AKDEM çatısı altında hayata geçirdiği “8 Mart 8 Kadın” projesiyle,8 şiddete uğramış ve öldürülmüş kadın,ünlüler tarafından ‘O ben Olabilirdim” mantığı ile canlandırılmış.

İnsan okurken bile insanlığından utanıyor.Bir ana baba evladına,bu tarz muameleyi reva görenler insan olamaz.O ölen kadınlar sizin kızınız,kardeşiniz,yakınınız da olabilir ey erkekler diyecek oluyorum da kendi kızına,kardeşine ölüm emrini veren erkekler aklıma gelip susuyorum.O erkekleri yetiştirenler de ilginçtir ki yine biz kadınlarız.

Şimdi demem o ki,teknoloji,ekonomi vs ile çağ atlamadan önce birbirimize insan gibi davranmayı,kadın erkek demeden önce insan olduğumuzu bilip ona göre yaşayıp,yaşama hakkına saygı duymayı öğrenelim ve öğretelim.Hadi bakalım erkekler biraz daha yürekli olup,kadınlarınızı dövmeden,sövmeden fikirlerinizi kabul ettiriniz.Size de bir erkek olarak bu yakışır.

Ey kadınlar kadınlar güünümüz kutlu olsun……….

Sabır,Umut ve Karmaşa

Öyle bir ruh hali ki,anlatmak çok zor.Hem üzgün,hem umutlu,hem çok yorgun,hem deli bir enerji patlaması.Dış uyarıcılar etkinliğini büyük ölçüde kaybetmiş,içsel bir karmaşa.Öyle bir şey ki, konuşmak bile gereksiz, en güzeli susmak.

Susmak ve sabretmek bugünlerde en çok  ve en iyi yaptığım yegane şey.Çok zor,sabretmek,zamana kendini bırakmak çok zor.Ama umut hep var.İnsanı,hayata bağlayan o değil mi zaten umut.Devam eden yaşam,koşturmaca bana göre şu an,duraklat tuşuna ayarlı.O koşturmaca çarkının içine yeniden girmem gerek biliyorum,ama önce içimde ki tüm öfkeyi,kirliliği,kasveti,biriken kokuları,atıp temizlenmem gerekiyor.

Beklentim güzel,hayallerim güzel,beklemek zor,sabretmek zor.Ne var ki,içimde ki ağaç hiç kurumadı zaten,dalları hep yeşil.

Yoksunluk zor bir durum,ama biliyorum ki,geçici…

İyi ve sağlıklı haftalarınız olsun

Pancar Turşusu

 Oğlak burcu olduğumu ve en belirgin özelliğimin inatçılık olduğunu profilime bile yazdım.İnatçı derken,öyle inadına inatçı değilim aslında.Ama,kafama koyduğumu da, yapan bir yapım var.Hele ki biri,bunu yapamazsın derse,bütün inat ve kararlılık hislerim teyakkuza geçiyor.Pancar Turşusu

”Demli Kadın” diye bir tabir duydunuz mu hiç? Ben yıllar önce ,ilk evlendiğimde duymuştum.Örneğin çayın,pilavın demlenmesi gibi.Belli bir olgunluğa erişmek için, zaman geçmesi gerekiyor.Tamam ,bunu biliyor ve kabul ediyorum.İnsan her konuda zaman içinde tecrübe kazanıp,pratikleşiyor.Ama,bana bunu demeyeceklerdi.Bilemediler,bilemezlerdi tabii.Ama şöyle de bir şey var,bilmeden söylediğiniz bir söz bazen karşınızdaki için, bir atak oluşturabiliyor.

Yıllar önce,yeni evlendiğimizde,babangamın bir aile büyüğü ile konuşurken,söz döndü dolandı pancar turşusunu geldi.O aile büyüğü,pancar turşusunu,benim henüz yapamayacağımı,bunu en iyi kendi eşinin yaptığını,çünkü eşinin artık ”Demli bir kadın” olduğunu söyledi.Dediğim gibi bunu söylemeyecekti.Gerçi henüz pancarın neye benzeyip,nasıl yapıldığı konusunda hiç bir fikrim yoktu ama bunu söylemeyecekti.Bu benim olaydan vazgeçip,güvenimi de kırabilirdi ama,ben bu sözü olumlu bir güdüye çevirip,kararımı verdim bunu yapmalıydım.

İşte pancar turşusu ile ilişkim o zaman başladı.Tabii ki yaptım.Hem de O aile büyüğü bizde,bu turşuyu yediğinde, bunu nereden aldınız diye soracak kadar iyi yaptım.Zafer benimdi.Henüz demlenmemiştim ama Oğlak inadım vardı.

Basit Yaşayacaksın

Aslında bütün anlatmak istediğim bu satırlarda.Asla daha iyi anlatamam.Okuyun bakalım hak verecekmisiniz?Basit Yaşayacaksın

Basit yaşayacaksın. 

Mesela susayınca su içecek kadar basit.

Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında. 

Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;

tek bir düğme, tek bir cümle gibi;

sevince lafı dolandırmadan söylediğin

“seni seviyorum” gibi.

 Basit bir öpücük yetecek sana;

basit sıcak bir öpücük

ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.

O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,

o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.

 Kabak çekirdeği verecek sana

rakamların veremediği mutluluğu.

 El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak

en değerli kağıdın;

hep yanında taşıdığın,

atmaya kıyamadığın.

 İki harekette giyiniverecek,

iki harekette soyunuvereceksin.

Kısacık olacak uyanman

ve yola çıkman arasında geçen süre;

kısacık olacak

sıcacık kollara dolanman

ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.

 Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;

bakışların bile anlatabilecek kendini.

 Beklentilerin de basit olacak.

Kaf Dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.

Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;

ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana

en ucuz aşk romanını.

 Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.

Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.

 Bir kaşarlı tost olacak aradığın

nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;

parmakların olacak en kıymetli çatalın.

Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.

İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.

 Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana

kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir

“fa diyez”in mutluluğunu.

 Makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.

Temizlik kokacak en pahalı parfümün

 “Bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde

ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.

Tek dereden su getirmen yetecek,

bir “istemiyorum” diyebilmeye.

 Ne durduğu farketmeyecek abanın altında.

 Saatin, sadece saati gösterecek;

Telefonunu sadece telefon etmek için kullanacaksın.

Küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.

 Basit yaşayacaksın, basit.

Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi

 

BASİT……..