Haytalya Tramisu Ballı Gemici Böreği Şeyh-ûl Mahşî Doyuran Pasta

Şeyh-ûl Mahşî

Ana Yemekler / 29 Haziran 2015

Son Yazılar

Sebzeli Soslu Köfte

Yeni yıla 4 kala,eski yılın son Cumartesi günü.Önümüzde ki hafta, tam da hafta ortasında bir es verilecek.Planlar, programlar havada uçuyor.Bu yılın son tarifini bu güzellik ile yapıp, bu yıl ki görevimi tamamlamak istiyorum.

Sebzeli Soslu Köfte

Sanırım biz aile olarak biraz etçiyiz.Ev halkı eve geldiğinde açtığı tencere kapaklarının altında et ve et türevi yemekler gördüğünde mutlu olur.Şarküteri ürünleri de baş tacı ettikleri yiyeceklerdendir.Buna bazen kızsam da, yapacak yemek bulamadığımda benim de kolayından işime gelir.

Çünkü bir köfte,ya da etli pratik bir yemek beni de bir anda yıldız yapar.Oysa bu kolay olandır.Bu durumda yapacak bir şey yok.#Erkekegemenev halkı böyle istiyorsa böyle olsun bakalım.Haydi o zaman buzdolabını temizleme vakti.Dolabınızda duran bir iki kabak,patlıcan, biber vs varsa hepsini bir araya getirip güzel bir yemek yapın.Dolabınız de biraz soluklansın.

Kadınlar Pazarı

Hasta olmak kimsenin istemediği ve istemeyeceği tek şeydir sanırım. Ben de geçenlerde ağzımdan küçük bir operasyon geçirdim. Çok şükür şimdi iyiyim. Bir kez daha söylüyorum ki, hayatta sağlıktan daha değerli hiçbir şey yok. İnsanın neresi ağrıyorsa canı orada atıyor. Allah çaresiz hastalıklar vermesin diyelim.Kadınlar PazarıHasta olmanın belki de tek ve en iyi yanı, her türlü şımarıklık yapma hakkına sahip olmanız. Etrafınızdakiler sizin için pervaneyken, bunu belki çok ayıp ama 🙂 biraz kullanmanız. Hatırladığım bir anımı da yazmadan geçmek istemiyorum burada. Neden bilmiyorum ama sıcacık bir anı olarak taptaze durur hafızamda. İlkokul 3. sınıftayken su çiçeği olmuştum. Saç diplerim de dahil bütün vücudum kabarmış ve su toplamıştı. Saçlarım uzun,birbirine dolaşmış ama dipleri su topladığından taramak mümkün değil. Tarakla üstten üstten diplerine değmeden taranıp toplanıyordu. Bu arada geçirenler bilir, suçiçeği oldukça kaşıntılı bir hastalıktır. Ama kaşıdığınızda da iz bırakır cildinizde. Ev halkı kaşımayayım diye başımda nöbet bekliyor. Nurlar içinde yatsın annem işi olduğunda beni ağabeyime emanet ediyor, kaşımasın dikkat et diye.

Hiç unutmuyorum pembe poplin bir pijama almıştı anneciğim bana, kurdeleleri olan. O pijamayı hiç unutmam. Niye bilmiyorum ama unutmam onu işte. Belki de orada olayın ana fikri çok sevildiğinizi bilmenize rağmen bunun açıkça ifade edilmesidir, hastalığı dahi cazip kılan. Duygular saklanmaz, ilgi üzerinize ve çok açıktır.

Kadınlar Pazarı İşte ta o yaşımdan bu yana sanırım ikinci kez yaptım bu şımarıklığı. Ne zamandır gitmek isteyip de bir türlü gidemediğim Kadınlar Pazarı maceramı bu küçük operasyondan bana kalan güzel bir anı olarak kattım hayatıma. Canım babangam benimle ilgilenmek için iki gün iş yerinden izin almış. Çorbamı ısıtıyor, suyumu ayağıma kadar getiriyor. Anlayacağınız kraliçeler gibiyim. Çektiğim ağrıyı unutacak kadar bir ilgi sarhoşu olmuşum. Çocuklar sırçadan yapılmışım her an dağılacakmışım gibi davranıyorlar.Vay be dedim,iyiymiş.Kadınlar Pazarı Dedim ya şımarıklık had safhadayken haydi dedim babangama ben yatmaktan çok sıkıldım, beni biraz gezdir. Sen çocuk musun ki seni gezdireyim demesine fırsat bırakmadan programı önüne koyuverdim. Ne zamandır gitmek istiyorum, Fatih’e gidelim Kadınlar Pazarını gezelim dedim. Ben zaten kafamda tek tek sıralamayı yapmış olayın havasına girmiştim bile. Daha önceleri defalarca kere plan yapmıştım zaten. Sabah erken saatlerde arabaya bindik, müziğimizi açtık ve o deli trafiğin içine balıklama dalıverdik. Katılır mısınız bilmem ama özel arabalar insanın sokakta ki evidir bana göre. Orada uyursunuz, yersiniz,  gönlünüzce yayılabilirsiniz. Tabii bu arabayı kullanan için geçerli değildir. 🙂Kadınlar PazarıSabah erken saatler de Fatih’e ulaştık. Kadınlar Pazarı İMÇ’ nin karşısında, Bozdoğan kemerlerinin gölgesinde bir sokak. Sağlı sollu büryancılar, tütüncüler, balcılar, kasaplarla dolu. Sabah erken saatte ulaştığımızdan ortalık sakin. Dükkanlar henüz açılıyor, temizlik faaliyetleri sürdürülürken yolu baştan sona bir yürüdük. Hava soğuk ama güneşli. Şükretmek için çokça neden var ve ben çok istediğim bir geziyi en sevdiğimle gerçekleştirmenin şımarıklığı içinde bir sağ tarafta ki dükkanlara bir sol tarafta ki dükkanlara koşturup fotoğraf çekiyorum.

Kadınlar pazarı aslında çoğunluk olarak  et pazarı diyebileceğimiz bir yer. Çok eskiden de açıkta kesilip satılan etler ile bir mezbahane şeklindeymiş. Şu gün itibariyle böyle bir durum yok ancak çoğu etin ve sakatatın kapı önlerinde açıkta olması da beni bir parça hayal kırıklığına uğrattı doğrusu. Doğu illerimiz halkının çoğunluğunun pazarı şeklinde, etrafta baharatçılar ve kurucular mevcut. Benim bildiğim adıyla keş, orada yazan adıyla kurut bolca, bunun yanında kuru tarhanalar, Siirt ekmekleri, çeşit çeşit peynirler her yanda sergilenmekte. Köşe başlarında tütün satan amcalar, bal dükkanları, kara kovan balları ve tabii kebapçılar, büryancılar.

Kadınlar PazarıSabahın o saatinde büryan yenir mi diyenlere inat, büryanla kahvaltı eden o yörenin halkı gibi kahvaltımı büryanla yapacak olmanın heyecanı ve hevesi büryana ulaştığımda bir miktar hayal kırıklığına dönüştü. Et kuru geldi bana göre, belki de bir gün önceden kalmış ve tekrar ısıtılmış olduğu içindi. Fakat bu kadar hevesle ve biraz da zorlamayla babangamı sürüklediğimde yedim yuttum. Yanında servis edilen bol köpüklü ayran biraz daha kıvamlı olsaydı işi biraz kurtarabilirdi. Neyse en azından buraya gelip burada bu günü yaşıyorum diye keyfimi hiç bozmadım.Buralara kadar gelip de Vefa’ya boza için uğramamak hainlik olur deyip, yönümüzü o tarafa çevirdik. Vefa her zaman ki Vefa, boza şahane ancak onlar da o eski nostaljik palaks bardaklar yerine daha ince camdan daha küçük bardaklar kullanmaya başlamışlar, bu da biraz beni üzdü açıkçası. Vefa’nın o yıkanmaktan buzlu cama dönmüş kalın camdan bardaklarını seviyordum doğrusu.Kadınlar PazarıFatih’e gelip de Fatih Sarmasını es geçemezdik. Gidip yerinde onu da afiyetle yedik. Süper bir lezzetti doğrusu. O ağır ağabey görüntüsüne inat, son derece hafif, serin, kıvamında bu tatlıyı çok yakın zamanda evde yapıp sizlerle tarifini paylaşacağım.

Fatih’in adının birlikte anıldığı 91 yıllık Barbaros Yoğurtçusu’na gelince küçücük dükkanda yıllardır var olmasının haklı bir sebebi var mutlaka. Manda yoğurdu ve manda kaymağı her lezzet düşkününün rüyalarını süsleyecek lezzette gerçekten.Eğer kaymak seviyorsanız, mutlaka bu kaymağa tapacaksınız. Satın alıp da eve getirirken o kaymak üzerine hayaller kuruyordum. Reçelle, balla, tatlıyla yemek üzerine. Keşke yakın olsa ve sıkça satın alabilsem.

İşte küçük operasyon böyle bir işe yaradı. Yıllardır gitmek istediğim yerlere, büyük bir keyifle gidip deneyimledim. Gün lezzetli ve dolu dolu geçti. Bir kez daha ne kadar güzel ve zengin yiyecek kültürümüz olduğunu düşündüm. Her yörenin kendine özgü yiyecekleri, servis şekli, şivesi ve herşeyden önemlisi sıcak kanlı insanları ile çok güzel bir ülkede yaşadığımızı düşünerek, yine sokaktaki evimiz olan arabamızla evimizin yolunu tuttuk. Kulağımızda radyoda çalan hafif müzik damağımızda yediklerimizin tadıyla.

Sevgiyle…

Yeni Yıla Özel On Lezzetli Tatlı

Yeni yıla geri sayım başladı.Her yeni yıl yeni kararlar alıp uygulayamama demektir :).Yeni yıl için planlarınızı mutlaka yapmışsınızdır, yapmayanlar ya da karar veremeyenler rahat olun.Bu yıl da daha öncekiler gibi su misali akıp geçecek.Eğer evinizde geçirmeyi planlıyorsanız bu yazıyı okuyun derim.Yeni Yıla Özel On Lezzetli TatlıHer yıl bir diğerinden ne fark taşır? Yapılan yanlışları yapmama,yeni kararlar alma, yeni umutları besleme, kısacası yeni kavramının içini doldurma çabası.Yeni olan iyidir, güzeldir, özeldir.Yeni olan kıymetlidir, başlangıçtır.Bir söz var ya hani insan umut ettiği sürece yaşar diye, umutlarınız ve hayalleriniz çok olsun gerçek olsun.

Eğer yeni yılı evinizde geçirmeyi planlıyorsanız mutlaka mutfakta uzun saatler geçireceksiniz demektir.Size bir katkım olursa ne mutlu bana da. Ne tatlı yapsam sorunuza umarım sitemden cevap bulursunuz.Size on adet seçenek sunacağım ama siz isterseniz sağ sütunda tatlılar,sütlü tatlılar ya da şerbetli tatlılardan istediğinizi seçme özgürlüğünüze sahipsiniz.

Yeni yıl deyince ne olursa olsun mutlaka kabak tatlısı yapılmalıdır.Bu bir gelenektir.Buyrun efendim

Kabak tatlısı

Kestane Püreli Kedi Dili Tatlısı

Kup Tramisu

Dondurma Pastası  videosuna buradan ulaşabilirsiniz

Kaymaçina

Krem Karamel

Yassı Kadayıf

Tulumba Tatlısı

Portakallı Revani

Cevizli Dolama

Karar sizin,keyif sizin.Damak tadınıza uygun bir tatlı mutlaka bulacaksınız.

Sevgiyle…..

 

Meze Meze Teras

Her şey 0101 Digital and Social ,dolayısıyla Berna’cımdan gelen güzel bir davetiye ile başladı.Davetiye deyince öyle klasik bir davetiye değil.Bir çatal ve bıçaktı davetiye.Amacına son derece yakışan bir objeyle davet ediliyorduk.Instagram ve twitter hesabımı takip edenler mutlaka görmüştür paylaşımımı.Meze Meze Teras İşin daha güzel olan tarafı ise davetiyenin çift kişilik olmasıydı.Şimdiye kadar katıldığım sayısız etkinlikten ayrılan diğer tarafı da buydu.Çünkü sanırım 40 ‘a yakın bir davetli grubu vardı ve isteyen eşi,isteyen arkadaşı ile davete icabet edebilecekti.Bu da gecenin çok daha güzel ve eğlenceli geçeceğinin işaretiydi.Çünkü biz blogcular zaten birbirimizi tanıyoruz, bu kez eşlerimiz görücüye çıkacaktı.:) Gün içinde arayan bir kaç arkadaşım eşimin yani babangamın huysuzluk edip etmediğini ,kendi eşlerinin biraz tedirgin olduğunu söyledi.Zaten o saatten itibaren eğlenmeye başlamıştık kendi aramızda.Şimdiye kadar sanal olduğu düşünülen, aslında çok da sahici olan o güzel dostlar aile olarak bir ortamda bir araya gelecekti.Yapılan telefon konuşmaları,buluşma yerleri ve saatleri kararlaştırıldıktan sonra, gecenin güzel geçeceğine emin olarak büyük bir mutlulukla tuttum babangamın elini.Hava güzel,yağış yok doğal olarak biraz soğuk fakat Taksim’in o hareketli ve insanın kanını kaynatan atmosferi içine dalıverdik.Tedbir olarak da yolculuğumuzu özel arabamızla değil, metro,dolmuş vs ile gerçekleştirdik.Bazıları pek sevmez belki ama ben severim insanlarla iç içe yolculuk etmeyi.Onların enerjilerini hisseder,yüzlerini okumaya çalışırım.Meze Meze TerasMeze Meze Teras Taksim’de City Center Otel’in terasında yer alan müthiş manzarası olan, harika bir yer.Ortam son derece sıcak ve keyifli.Hani hep derim ya mekanların da enerjileri vardır bana göre diye, işte bu mekanın enerjisi beni bir anda sarıp sarmaladı.Mutlaka çalışanların ,karşılanma şeklimizin,mekanın ilk açılış günü davetlileri olmamızın ve bu etkinliğe verilen önem dahilinde, yapılan hazırlıkların da çok rolü vardı bu sıcaklıkta.Uzun yıllardır gece hayatında işletmecilik yapan ve konusunda son derece başarılı olan Serkan Can’ın da samimi ve sıcak tavırları ile sanki bir arkadaşımızın evine davetliymiş gibi bir keyifle başladı gece.

Meze Meze Teras değişik bir konsept ile yola çıkmış.Serkan Can’ın yaptığı açıklama doğrultusunda ellerinde bulunan 780 adet meze reçetesinden her gün bir fanus içine konulan meze adları, çalışanların çektiği kura yöntemine göre o gün çıkacak 50 çeşit mezeyi belirliyor.Yani bugün yediğiniz meze ertesi gün yerine kurada çıkan başka bir mezeye bırakıyor.

Meze Meze Teras Ayrıca meze tepsisi olayını rafa kaldırdıklarını anlatan Serkan Bey son derece yaratıcı bir buluşla bir meze odası yapmış.Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz gibi o gün çıkan tüm mezeler ve salata malzemeleri bu odada özel olarak tasarlanmış soğutmalı tezgahların üzerinde sizin seçiminiz için sergileniyor.Siz garson arkadaş ile meze odasında hangi mezeyi istediğinizi ,salatanızın içerisine neler konulması gerektiğini her malzemeyi görerek seçiyorsunuz, seçtikleriniz daha sonra masanıza servis ediliyor.Günün deniz ürünleri de aynı odada teşhirde olup onları da görerek ve dokunarak seçebiliyorsunuz.Kısacası seçiminiz tamamen size özel ve kişiselleştirme özgürlüğü ile porsiyonların büyük ve küçüklüğüne kadar sizin keyfinize bırakılmış.Keyfinize bırakılmış diyorum çünkü zaten keyif yapmaya gittiğiniz bir mekanın sizi bu kadar şımartması sizi zaten fazlasıyla mutlu ediyor.

Yunan Şef Stathis Dapiapis yönetiminde ,Ege otları ve Yunan Mutfağı ayrı bir hava ve güzellikle önce gözünüzü sonra midenizi doyuruyor.

Meze Meze TerasSabahları 07:00 ile 10:00 arası kahvaltı ve öğlen alakart, akşamları da meze meze konsepti ile hizmet veren ve Ocak ayından itibaren Pazar günleri brunch ile de hizmet vermeyi planlayan Serkan Bey, kahvaltı için her ürünü kendi yöresinden getirteceklerini söylediğinde,akşam ışıl ışıl manzarası ile içkinizi yudumlayıp mezeleri tattığınız bu mekanın gündüz de o manzara karşısında uzun uzun kahvaltı etmek için çok keyifli olacağını düşündüm.

Lafın kısası şu ki,mekan gerçekten çok keyifli ve sıcak. Mezeler muhteşem,balıklar taze, hepsinin önüne geçen ise güler yüzlü ve sıcacık bir ekip ile sanki evinizde birileri sizin için yemek yapmış da sen otur ben hizmet edeyim diyerek sizi şımartıyor olması.Orada yediğim ahtapot ızgarayı sanırım şimdiye kadar hiç bir yerde yemedim.Ha her gün ahtapot yemiyorum tabii ki ama yediğimde de iyisini yemek isterim.

Vallahi biz doyamadık ve dedik ki bir akşam biz bize gidip şu mekanın iyice bir tadını çıkaralım.Eşler ne yaptı memnun kaldılar mı diye merak ettiyseniz söyleyeyim,tek kelimeyle bayıldılar ve gördüler ki o blogcuların her biri gerçek,samimi, içten ve çok oburlar kardeşim. 🙂

Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.Yolun açık olsun Meze Meze Teras

Siraselviler Cad. Billurcu Sok. Billurcu Çıkmazı No:1 Taksim, Beyoğlu,  City Center Otel’in Terası

Sevgiyle….