Lezzet Kaşifleriyle Lezzet Keşfi,Amaç Ağız Tadı,Sütlü Tatlı

İnsanların hayatta bir yapmak zorunda olduğu şeyler vardır,bir de yapmaktan keyif aldığı, keyfi için yaptığı şeyler.Keşke hep yapmak istediklerimizi yapabiliyor olsak,ama bu tabiiki çok da mümkün değil.Şu koskoca İstanbul’da,aynı şeyden keyif alan,aynı lisanı konuşan insanları bulup da, bir arada olmak bile çok büyük bir şans bence.

Nizam Pide SütlaçGeçtiğimiz hafta sonu,böyle bir güzellik yaşadım.Bilenler bilir,Lezzet Kaşifleri grubu ile şehrin en lezzetlisi adı altında, önceden saptanmış bir rota ile sütlü tatlı keşfine çıktık.Bazılarınıza garip gelebilir,fakat biliyorum ki,bu yazıyı keyif alarak okuyanlar,benim ne demek istediğimi anladıkları için,bu yazıyı merakla okuyacaklardır.

Evet hevesle düştük yollara.Taksim ilk buluşma noktası,hava güzel,günlerden de pazar olunca,haliyle Taksim bir insan seli.İnsanlar nehir olmuş akıyor.Anıtın önünde bir bando dinletisi var.Dans eden,çocuğunu omuzuna almış,bandoyu izlemesi için çaba harcayan  babalar,gençler,yaşlılar,çeşit çeşit insanlar doldurmuş meydanı.

Bu kalabalık içinde, grubu tamamladığımız an,haydi bismillah deyip düştük yola.İstiklale doğru üçerli,beşerli yürümeye.İlk durak Nizam Pidenin sütlacı.Galatasaray Lisesinin karşı sokağından Şampiyonun önünden,geçerken,o müthiş kokoreç kokusunu ciğerlerimize çekip,balıkçılar,incik boncukculara aklım kaya kaya sırtımda çantam.boynumda makinem,vurdum kendimi yola.Tarihi Cumhuriyet Meyhanesinin karşısında Nizam Pide’de yerimizi aldık.

Nizam Pide Atom Sütlaç Sütlaçlar,vitrini süslüyor.Klasik sütlacın yanında son derece yaratıcı fikirler ile yola devam ediyorlar.Dondurmalı,incirli,fındıklı üzümlü derken,klasik sütlaç, pek bir zavallı göründü gözüme.İnsanız gözümüz aç diyeceğim ama kendimi çok da suçlayamıyorum.Çünkü Atom adı altında satılan bu sütlacın görüntüsüne, teslim olmamak mümkün değil.Üzerinde yok yok.Bal,muz,üzüm,ceviz,fındık,incir,kayısı.Bildiğiniz aşure süsü.Hatta Sevgili Löplöpçü Semih bu sütlaçtan 3 tane yiyenin ikiz çocuğu olur diye espri yaptı da,güldük ama yalan da değil.Tam bir atom.Ama yedikten sonra da dedim ki,keşke sade sütlaç yeseydim,sütlacın tadını daha bir alırdım.Çünkü sütlacın kendi şekerinin üzerine bunca malzemenin şekeri de binince,aha dedim bu tam benim babangamın kalemi.Tatlı tatlı.Fiyatlar da gayet uygun 4 ile 7 TL arası.Sütlaç ustası sütlerinin Çatalca’dan geldiğini,manda ve inek sütünü karıştırdıklarını,sütlacı taş fırında fırınladıklarını,fırınlarken üzerine yumurta sürmediklerini,ama gerçek lezzetlerinin sır olduğunu gülerek keyifle anlattı.Üzerine suyumuzu içip,diğer lezzet mekanımız için,muhabbete yolda devam ederek düştük yine yola.

Nizam Pide SütlaçBu arada ,Temmuz ayında ki gibi bir havada,onca kalabalık içinde birbirini kaybetmek de kaçınılmazdı.Ama rota hepimizce malum olduğundan,buluşacağımız yerde tekrar bir aradaydık.

Taksim Meydan’da Ottoman Otelin hemen yan tarafında Hafız Mustafa.Buraya da daha önce gidenler bilir öyle bir basılı menüleri var ki.Aylık dergi gibi,sadece resimlere bakmak bile nefsinizi köreltmeye yeterli diyebilirim.

Burada k, tercihimiz İncirli Muhallebi oldu.Onca sıcak ve yürüyüşten sonra soğuk soğuk,hafif bir muhallebi çok lezzetli geldi bana.İncir tadını çok alamasam da şekeri ve kıvamını çok beğendim.

Zaten içeriye girdiğiniz anda masal diyarında gibi sol tarafınız da çeşit çeşit lokumlar,sağ tarafınız da cheescake,turta,yaş pasta,sütlü tatlılar.İnsanın eline bir kaşık alıp tezgahın arkasına geçip,hepsinin ama hepsinin tadına bakası geliyor.Burada da fiyatlar 7 ile 10 tl arasında.

Hafız Mustafa Hafız Mustafa İncirli SütlaçHafız Mustafa ile vedalaşıp,Cihangir denilen o güzel semte doğru yürüyüşe devam ediyoruz.Yolda işten,yemeğe kadar bir konu çeşitlemesi yaparken,yürüdüğümüz yolun farkında olmadan,yaklaşık 50 yıla yakın bir geçmişe sahip,çok eskilerin bildiği muhallebici şekliyle, Özkonak Muhallebicisine ulaşıyoruz.Girişte ilk ama ilk gözüme çarpan,o müthiş görüntüsüyle kaymak oluyor.Aslında muhallebici derken,içeri girdiğiniz de nefis kokular karşılıyor sizi.Bir esnaf lokantası,aynı zamanda çok eskilerden bir nostalji,cam şişelerde sular,ters çevrilmiş bardaklar,önlüklü sipariş alan çalışanlar ve kasada oturan bir tonton.Herkes güleryüzlü,sıcakkanlı.

Burada yediğimiz,üzeri bol tarçınlı kazandibi.Tadını ben anlatmayayım siz fotoğrafa bakarak kararınızı verin

Bir kazandibi bir su 6,5 TL

Özkonak Muhallebicisi Özkonak Muhallebicisi Özkonak Muhallebicisi Kazandibi

Buradan çıkan sonuç şu oluyor ki yemek yemek,yapmak,konuşmak,aynı tadı alan insanlarla,böyle bir keşif yapmak,hem ruha,hem vücuda iyi geliyor.Ancak bunca tatlı üzerine insan şöyle bol tuzlu,bir şeyler de yemek istiyor.

Sevgi,muhabbet ve ağız tatlılığıyla kalın…………..

 

Etiketler: , , , , , , , , , , ,

PAYLAŞ & TAKİP ET

Pin It

Abone Ol

Yandaki kutucuğa mail adresini gir, Abone ol butonuna bas, tarifler mail adresine gelsin

Mail abonelik hizmeti
FeedBurner aracılığıyla
verilmektedir.

Yorumlar

  1. Serap 04 Nisan 2013 at 23:22 Reply

    Hmmm.. Bunu öğrendiğim iyi oldu Gülercim.. Bir dahaki gelişimde oğlumu da alıp gideyim:) Afiyet olsun, içinize sinsin inşallah 🙂

    • Güler Konur 05 Nisan 2013 at 00:03 Reply

      Bence de git Serapçım keyifle gez cok saol

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir