Karabatak Karaköy

Çalışan insan için hafta sonları altın değerindedir.Bütün yapılacaklar o zaman dilimine sıkıştırılır.Arkadaş buluşması,alışveriş,ev ile ilgili yapılacaklar,aile ziyaretleri vs.Bu böyle uzar gider.Doğal olarak hafta sonları benim için de,bir çalışan olarak çok değerli.Kimse yanlış anlamasın ama bir sürü yapılacaklar arasından eleyerek,hafta sonunu gönlüme göre,keyif alacağım şekilde değerlendirmek isterim bende.Hatta bazen yapılmadığında huzursuz ve mutsuz olduğum ev ile ilgili yapılacak işleri bile,göz ardı eder,kendimi sokaklara atarım.Hafta sonumu keyif aldığım,yanında mutlu olduğum insanlarla geçirmek isterim.Bu Cumartesi de, aynen öyle oldu.Daha önce burada yazdığım gibi fotoğraf kursunda,tanıdığım ve enerjisine hayran olduğum sevgili hocam Belgin Çöleri ile görüşmek üzere sözleştik.Mekan olarak da Karaköy’de ki Karabatak  Cafe’yi seçtik.Fotoğraf dersinin uygulama kısmında Belgin Hanım götürmüştü bizi ilk kez.Zaten öyle önünden geçerken tesadüfen görebileceğiniz bir yerde değil ,konum olarak,bilerek özel olarak gitmeniz gerekiyor.Ben ilk gittiğimde orada,o daracık sokakta böyle güzel bir yer olduğuna ve ayrıca insanların burayı çok önce keşfedip,müdavimi olduklarına şaşıp kalmıştım.Öyle ahım şahım bir durum da yok aslında.Fakat değişik bir atmosferi,samimi bir havası var.İnsanı çekip içine alıyor.Huzurlu bir ortam olduğu kesin.Arka sokaklarda olduğundan hiç araba yok en önemli huzur sebebi bu sanırım.Dolayısıyla araba kornası,trafik vs yok.Duyduğunuz tek ses insan kahkahaları,sohbet konuları.Müşteri profili genel olarak genç ve orta yaş grubu.Yerli yabancı bilen orada.Bir masa boşaldığı anda,anında bir başkaları tarafından dolduruluyor.

100 yılık bir bina içerisine kurulan Karabatak Kafe, eski bir torna atölyesinden şimdiki haline dönüştürülmüş.İçerisi rengarenk taşlarla bezeli,çiçekler böcekler misali süsü ve rengi seviyorsanız içeriyi incelemekten sohbeti unutabilirsiniz.Üst katı ayrı bir güzel sayısız dergi okuma imkanı olan huzurlu bir yer.

Burası aslında, Julius Meinl kahvenin; Chicago, Hamburg, Moskova ve Viyana’dan sonra Türkiye’deki ilk şubesi olarak 2008 Eylül den beri hizmet veriyormuş.Kahve,cheescake,mozaik pasta çeşitleri yanında,arzu edenler için yemek alternatifleri de mevcut.Fiyatlarda,öyle çoğu mekan gibi uçuk kaçık değil.Bir türk kahvesi 4 TL,mozaik pasta 9 TL.Ben resim çekmek üzere fotoğraf makinemle birlikte gitmeme rağmen, sohbete o kadar dalıp zamanın nasıl geçtiğini,anlamadığım için fotoğraf makinesini,dönüşte vapurda kucağımdayken offff dedim fotoğraf çekmedim.Dolayısıyla gördüğünüz resim bana ait değil.Yolunuz düşerse diyeceğim ama,oraya özel olarak gitmezseniz yolunuz düşmeyeceğinden,bir gün vakit ayırın,hem bir vapur sefası yapmak (Anadolu yakasında oturanlar için),hem de huzurlu güzel bir ortamda isterseniz bir arkadaşınız ile sohbet etmek,ya da kitap okuyarak kahvenizi yudumlamak için gidin derim.

Haftanız huzurlu ve bereketli olsun.Yeni hafta sonu yeni mekanlar görmek kısmet olsunKarabatak Karaköy

Etiketler: , , , , ,

PAYLAŞ & TAKİP ET

Pin It

Abone Ol

Yandaki kutucuğa mail adresini gir, Abone ol butonuna bas, tarifler mail adresine gelsin

Mail abonelik hizmeti
FeedBurner aracılığıyla
verilmektedir.

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir