Bu tatilde anladım ki,ben gezgin,göçebe bir ruha sahibim.Öyle herşey dahil tatil köyleri bana göre değil.Öyle akşam yemeğine ne giyip de insem,dur makyaj yapayım,derdi olmadan,bir şort,bir tişört tatil gibisi yok.Adı üzerinde tatil işte,Herşeyden,herkesten uzaklaşma durumu yani.Öyle birbirini süzen,arkasından fısıldaşan ,ne giymiş diye bakan insanlar olmadan.Evet işte bu tam bana göre bir tatildi.Her ne kadar çok yorulmuş olsa da,kendi adına her zaman konfor ve bir yerde konaklamayı seçecek babanga da,inanın biraz söylense de,o da bu tatilden mutlu oldu.Çünkü,kendimizi sıkacak,saatlere sıkıştıracak bir program yapmadan tamamen doğaçlama verilen kararlar ve burayı beğendik bir gece burada kalalım kararları,tam bir özgür ruh hali.Yemek yiyeceğin yeri seçememek,yemek saati geldi mi,kahvaltı saat kaçta kimin umurundaydı.Nerede ne yerim,kaçta yerim benim bünyem karar verdi.İnsan isterse kısacık günlere neler sığdırıyor.Süratle ilerleyen arabada camı açıp,yarı beline kadar çıkıp,rüzgarın uçurduğu saçların havada uçuşurken avaz avaz bağırmak,iyiydi hem de çok iyiydi.
Görmediğim bir sürü yer gördüm.Rüzgar hiç peşimizi bırakmadığı için bizi uçurdu uçurdu.Foça’dan ayrılırken hadi Alaçatı’ya gidelim dedik.Rotayı saptadık ve çıktık yola.İzmir’de Kordon’da bir kahve molası verdik,çıktık yola.Yolda nasılsa ,yolumuz üzerinde hadi Urla’ya uğrayalım dedik.Urla sessiz ve çok sakindi.Çoğu insan tatilini bitirmiş,dönmüştü.Çok istememe rağmen Urla’nın meşhur katmerini yiyemedim,pembe bamyalarından alamadım.Ama rüzgarda bizimle geldiği için,windsurf yapanları izleyip,sessiz ve sakin Urla’yı gezdim.Dedik ki rüzgara, birlikteliğimize biraz ara verelim.Alaçatı’dan vazgeçip,Marmaris’mi Didim ‘mi deyip,Marmaris’i seneye erteleyip,arabada kısa bir konuşmadan sonra yolumuzu Didim’e çevirdik.Yine yolda internetten bulunan, bir tatil köyünü arayıp iki günlük bir rezervasyon ile yola devam ettik.Hiç sevmesem de,dönüş için babangamın,biraz dinlenmesi için tatil köyü krizine girip,iki gün herşey dahil çarkında döndük.Aslında olaya çok da fazla girmedik.Zaten akşam saatinde ulaştığımız, Didim’de o gece konaklayıp,ertesi gün için bir tekne turu ayarlayıp,o günü sonlandırdık.Ertesi gün,Didim’in koylarını gezdik.Cennet Adası,Çamlık,Akvaryum.Deniz muhteşem.Hele Çamlık koyu gerçekten gidip görmeye değer bir yer,Balıklarla birlikte yüzüp, bol bol çam havası alabileceğiniz bir yer.
Bu sene ki tatil çok ama çok güzeldi.Evden haraketle,Çanakkale,Geyikli,Bozcaada,Eski Foça,Urla ve son durak Didim.Arada amaçsızlık da güzel.Sürekli saatle yaşamak,her güne bir program,iş,ev sığdırınca,bu iyi geldi.Didim,güzel ama belki mevsim sonu itibari ile çok hareketli olmayan bir tatil beldesi.Biz Akbük koyundaydık.Deniz sığ,koy olmasından dolayı sakin.Hareket isteyenler daha çok Altınkum tarafını tercih etmeli,orası daha eğlencesi bol bir yer.
Neticede sayılı gün çabuk geçer misali geçti gitti.Bu tatil de hafızalarımızda,güzel anılar bırakarak,hafıza kütüphanesinde yerini aldı.
En son şunu diyebilirim ki,Ege gerçekten insanı kendisine aşık edecek bir iklime,doğa örtüsüne ve yemek kültürüne sahip.Tarih oralarda tavan yapmış.Öyle birkaç güne sığmayacak kadar zengin bir kültürü var.Bizimkisi bir parmak bal misali oldu.Aklında en çok ne kaldı derseniz,Eski Foça ve Bozcaada diyebilirim.Ben de bu deli ruh olduğu sürece,macera bitmez.Şimdilik benden bu kadar.Umarım okuyanlar biraz da olsa fikir sahibi olmuş,yazılardan faydalanabilmiştir.
Haa dönüş yolunu anlatsam gülmekten kırılırsınız o da başlı başına bir maceraydı.En son babanga artık,İstanbul’a kadar, durmam deyip ağırlığını koydu.Ama o ana kadar,domates,kavun,peynir,yemek,çay,kahve,hatta arabada çikolata yerken,kirlenen tişörtümü değiştirmek için bile, çoktan durmuştu.
Sevgiyle……………….
Etiketler: Didim, Didim koyları hangisi, Didimde ne yapılır, Didimde ne yenilir, Urla, Urlada ne yapılır
Bir cevap yazın