İyi akşamlar,sizi bu yazımla, Beşiktaş’ta biraz gezdirmek istiyorum.Gerçi bilen biliyordur ama,ben bu güzel,küçük Beşiktaş turunun,sitemde yer almasını istiyorum.Arzu ederseniz buyrun Beşiktaş turuna.
Neden bilmiyorum ama,Beşiktaş ile aramda bir göbek bağı var.Hani İstanbul’da doğmuş olsam,acaba annem göbeğimi Beşiktaş’a mı gömmüş diyeceğim ama,o da değil.Hani eskiler,bebeğin göbeği düştüğünde,belli amaçlar için,belli yerlere gömerler ya.Kimi cami avlusuna,kimi üniversite bahçesine.Ama İstanbul’da doğmadığım için bu mümkün değil.Ama nedendir bilinmez,lise sonrası hayatım Beşiktaş’a bağlandı.Üniversite,şimdi çalıştığım şirket,hatta üniversite öncesi üniversite hazırlık kursu,hepsi bu ilçenin sınırları içindeydi.
Eski,köhne,yıpranmış,bilmeyenin yüzüne bile bakmadan geçeceği bir dükkan olmasına rağmen,bilenlerin özellikle geldiği,hem azar işitip hem de lezzetli bir bal kaymak yeme keyfini yaşadığı bir mekandır,Pando Amca’nın mekanı.Allah uzun ömür versin huysuz ama tatlı bir ihtiyardır.Hani şu eski Türk filmlerinde ki kalbi yumuşacık ama huysuz ihtiyar tiplemeleri gibi.
O ne kadar kızgın ve sert görünürse,eşi de bir o kadar güler yüzlü ve tatlı bir hanımdır.İçerde küçücük eski duvarlarda,kendilerine dair gazetelerde çıkan yazılar,resimler zamana meydan okurcasına durur.Zaten içerde iki tane küçücük masa dışında bir şey de yoktur.
Tam Pando Amca’nın karşısında başka bir lezzet durağı vardır.Önünde öğlen saatinde uzun uzun kuyruklar oluşan,yine salaş ama bir o kadar lezzetli bir dönerci.Üst kata çıkmayı başarabilirseniz ki bu o kadar kolay bir iş değildir,çünkü önce,onca kalabalık içinden siparişinizi vermeyi başarmanız gerekir ki,bu aşamayı başarıyla geçtikten sonra o küçücük dükkanın,daracık merdivenlerinden,çıkmayı da becerebildiyseniz üst katta hiç tanımadığınız insanlarla gayet de samimi küçücük masalarda siparişinizi bekleme kısmına gelmiş olursunuz.
Ya da,dükkanın önünde ki,iki küçük masadan,gözünüze kestirdiğiniz birinin başında bekler,o kalkar kalkmaz onun yerine oturursunuz.Ama değer mi,kesinlikle değer.Hatta siz siz olun pide arasına duble döner söyleyin.
Bu da ayrı bir lezzet,yine yılların fırını.Emin olun aldığınız her ürün son derece taze ve lezzetlidir.Hele bir portakallı kurabiyesi vardır.Anlatmak olmaz yemek lazım.Haa görüntü arıyorsanız,bu mekan da,size göre değil bunu baştan bilin.Çünkü burası da eski ve salaş bir fırındır.
Yıllardır değişmeyen ve sanırım değişmemesi gereken,bir görüntüsü vardır.Eve götürmek için aldığım,çoğu şeyi eve getirmek kısmet olmamıştır çoğu zaman.Ekmeği,paskalyası,kuru pastaları,simitleri tazeciktir.
Benden size tavsiye,vaktiniz uygun olduğu bir gün,üzerinize rahat giysiler,ayağınıza rahat ayakkabılar giyin,gelin Beşiktaş’a.Şöyle sabahtan,önce Pando Amca’nın mekanında,güzel bir kahvaltı edin sabah serinliğinde.Balın kaymağın tadına varın,çayınızı ya da sütünüzü yudumlarken,Sonra şöyle bir gezin tozun,Beşiktaş çarşısını ,alışverişinizi yapın.Balıkçılar çarşısından,balık alın,yeşillik alın.Yoruldunuz ve acıktınız mı?Doğru Karadeniz Dönercisine.Pide arası duble döner yanına bir ayran.Karnım doydu çok şükür dediğiniz anda,dönerciyi solunuza alın,sağdaki sokağın içine girin az ilerde solda ki Yedi-Sekiz Hasanpaşa Fırını’ndan canınızın çektiği,gözünüzün gördüğünü,paket yaptırın.Hala bir şey yemek için midenizde yer varsa,Beşiktaş Postanesinin olduğu pasajın girişinde ki,çay ocağında söyleyin bir çay,hem yorgunluk atın,hem kurabiyelerinizin tadını çıkarın.
Unutmayın gerçek lezzet ustalarının geçmişi,çokkk gerilere dayanıyor.Dükkanlar öyle lüks değil ama bizim aradığımız dekor değil,lezzet zaten.
Ağzınız tatlı,güzel anılarınız çok olsun.Sevgiyle kalın…………………
Çok güzel bir yazı olmuş, Pando Kaymak benim de favori yerimdir, her gittiğimde Beşiktaştan Halkalı’ya kaymağını taşırım, denemeyenler ve yolu düşenler mutlaka denesin…
Beşiktaş bir aşk benim için.Çok severim. Üsküdardan motora atlayıp salına salına karşı yakaya geçmeyi.
Ne güzel anlatmışsın,özlediğimi hissettim.
Şu kaymakçı amcayı duydum ama o kadar Beşiktaşa gitmeme rağmen nasıl olursa hep unuturum ona uğramayı.Ama kesinlikle not alıyorum ilk seferde!
Gitmiş kadar oldum 🙂 Özlemişim de geçen gün arkadaşla konuşuyorduk şu bahsettiğin dönerciyi bi türlü hatırlayamamıştım ne güzel oldu bu yazı kalemine sağlık 🙂
Gülercim; şu Hasanpaşa fırınını gayet iyi biliyorum. Dalgın bir günümde girmiş, tahıllı ekmek istemiş ve parasını ödediğim halde ekmeği almadan çıkmıştım:)) Ama benim ordaki favori yerim YE’ BEŞİKTAŞ’ tır. Çalışanlarını, temizliğini ve lezzetlerini seviyorum. Kısacası Beşiktaş benim de bayıldığım bir yer. Sevgiler arkadaşım:)
Beşiktaş bir çoğumuzun olduğu gibi benimde vazgeçilmezlerimdendir..
öylede güzel anlatmış ve sunmuşsunki çok özlediğimi hatırladım birden.. keyifle dolaştım çarşıyı pazarı 🙂
Bayiliyorum pazar gezmeye, hikayelerini okumaya, resimlerine bakmaya, cekmeye… Bu yaz TR’deyiz insallah. Haftalik pazar ziyeretlerimi iple cekiyorum…