Haytalya Tramisu Ballı Gemici Böreği Şeyh-ûl Mahşî Doyuran Pasta

Şeyh-ûl Mahşî

Ana Yemekler / 29 Haziran 2015

Son Yazılar

Kaşar Peynirli Kabak

İyi geceler herkese.Güzel ve sakin bir akşam yaşamak hevesindeyim ama içimde de bir öfke var.Kime ve niye diye soruyorum kendime,cevap çok açık karşımda duruyor.Bunun nedenini de,bu kadar açık bilmek daha çok sinirlendiriyor beni.Hadi yine bir olumlama yapıp,onları serbest bırakalım,bırakalım ki bizden çok uzağa gitsinler.
Efendim bu güzelliği bugün keşfettim.Özge’nin Oltası adlı arkadaşta o da pinterestte görmüş.Hani aniden misafir gelecek oldu,ya da et,tavuk yanına bir sebze bir şey yapmak istediniz,hadi o da olmadı kabak yiyesiniz geldi.İşte tarif budur.Ben çok kabak sevmem aslında ama,bundan sonra herhalde daha fazla kabak tüketeceğim.Çok pratik bir o kadar da lezzetli.Denemek için beklemeyin derim en fazla yarım saatte masaya koyabileceğiniz bir çerez.
 

Karadutlu Cheescake

Kendimce Yemek Karadutlu Cheescake
Selamlar sevgiler,
Kendisi ile aşkımız çok büyüktür.Birbirimizi pek severiz.En sıkıntılı anlarımızda birbirimizi düşünerek mutlu olur,her fırsatta buluşmaya gayret ederiz.Çok alıştık birbirimize.Öpüşüp koklaşmaya doyamayız.Arada sevdiklerimizi de bu buluşmalara konuk ederiz.İşte bizim cheescake ile böyle bir gönül bağımız var.Bu sefer her zamankinden farklı olarak sadece labne ile değil süzme yoğurt da ilave ederek yaptım.Çok daha güzel oldu bence.Gerçi her hali ile kabulumdür ama böyle daha bir lezzetliydi sanki.Burada ki yazımda anlattığım karadutlar da bu güzelliğe güzellik kattı.Rengarenk bir güzelliğe büründü cheescakekim.Denemek isteyenler için;

Sebze Pazarı ile Renklendik

Selamlar,sevgiler hepinize,
Bugün çalışmayınca nasıl değerlendirilir,diye düşünüp,belki de şu mekana mı gitsek,caddeye mi insek diyenlere inat pazara gittim.Çalışınca markete bağımlı yaşayanlardanım.Şöyle pazar tezgahları arasında dolaşma keyfini yaşadım bugün.Renk renk sebzeler,meyveler arasında uzunca da bir yürüyüş yapmış oldum.İnsanın her tezgahta,aklı kalıyor.Hepsinden almak,pişirmek için deli oluyorum.Bu durum bazıları tarafından normal karşılanmayabilir ama,yemeğe gönül verenler ne demek istediğimi anlıyorlardır eminim.
Şöyle kahvaltılık hafif acılı Kandıra biberi,elinizle bölerken çıt diye sesini duyduğunuz Ayşe kadın fasulye,mis kokulu maydanoz,minicik incecik kabuklu salatalık,rengiyle bile içinizde bir aşk uyandıran çilekler ve tam yanağa dayamalık kara dut aldıklarımın bir kısmı.
Gerçi artık yasak olduğundan pazarcıların o güzel nükteli bağırışları pek yoktu ama,bir tezgahın önünden geçerken,ssk doktoru gibi uzaktan bakma,yemeden alma diyen bir pazarcıyı duydum.Çok da güldüm nereden bulurlar bu lafları.
Şimdi mutfağa gidiyorum.Patlıcanlar güzel bir karnıyarığa dönüşecek.Kütür kütür salatalıklar cacığın içinde yerini alacak.Bol tereyağlı bir beyaz pilav demlenerek,masada baş köşeye geçecek.Fasulye zeytinyağı ile sarmaş dolaş olacak,bu senenin ilk çilek reçeli kaynamaya başlayıp kokusu tüm eve yayılacak.Dutlar ne mi olacak?Onları önce iyice bir seyretmek istiyorum.Önce bir gözümü doyuracağım onunla
Sevgiyle kalın…….

Lipton İlk Hasat

Hayat o kadar hızla akıyor ki,çoğu zevkten mahrum hale geliyoruz.Öyle ki,olması gereken,hayatın olmazsa olmazları lüks haline dönüşüyor.Çünkü her şey acele,herkesin işi önemli ve vakit dar.Bu koşturma içinde de,çoğu alışkanlıklar ya kayboluyor ya da daha kolay bir yol aranıyor.Ama şu da var ki,her zaman babangamın çocuklara verdiği öğüt gibi zor olan iyidir.Çünkü zor olanda hem emek,hem sabır vardır.Emek ile sabır bir araya geldiğinde ortaya çıkan şey kötü olabilir mi?
Çünkü yaptığınız her ne ise,en iyisini yapmak için bir efor harcamış ,hem de onun kendini tamamlayıp olgunlaşması için beklemişsiniz.Zaten insanların en zor başardıkları,ya da kaçındıkları şey bunlar emek ve sabır.Oysa ne güzel  bir meziyettir, bir şeye emek verip sonra da neticesi için beklemek sabretmek.
Konu niye buraya geldi diyeceksiniz,ben de dem diyeceğim .Genelde çok kullanılan bir kelimedir demlemek,demlenmek,deminin çıkması.Olgunlaşması gereken,hemen her şey için kullanılır bu kelime.Hatta hiç unutmam yeni evlendiğimde ilk yemek davetinde açılan sohbette,bir aile büyüğü şöyle demişti:Kadın dediğin yıllar geçtikçe demini bulup kadın olur.
Gelelim asıl konumuza,çay hayatımızın olmazsa olmazıdır.En azından çoğumuz için böyledir.Hem keyif içindir,hem muhabbet.Sabah kahvaltısı,ikindi çayı,akşam yemek üzeri derken baya bir tüketilir.Arkadaş arasında bile davetler çaya gelin biçiminde şekillenir.Ha bir de ramazan ayında sanırım tüketim katlanır en azından bizim evde öyledir.İftar masasına oturulduğunda,çay da demlenmiş hazır olur.Sahurlar çaysız düşünülemez.Bu kadar hayatımızın içinde olan,belki de günlük su ihtiyacımızdan fazla tükettiğimiz çayın bir demleme ritüeli vardır ve olmalıdır.Örneğin japonlar bunu ne büyük bir saygı ile gerçekleştirirler bir tören şeklinde.Bizde de tiryakileri bilir ama,en başta da dediğim gibi,zamansızlıktan çoğu zaman da sallama çay dediğimiz tali yola saparız.
Efendim sağolsun Lipton yıllardır mutfağımın çay ustasıdır.Bu Yeni hasat çayında kokusu ve tadını bir deneyin derim.Eğer gerçekten çayı seviyorsanız,mutlaka bu ilk hasat Lipton’un tad ve kokuda ki farkını anlayacaksınız.Yarın pazar,sabah kahvaltısında şöyle mis gibi kokan,tavşan kanı,dumanı üzerinde bir çaya kim hayır diyebilir ki?
Herkese keyifli ve mutlu pazarlar…….