Hayatta her şeyin bir hikayesi vardır.Ya da bana göre öyledir diyeyim.Bu bir şarkıdan tutun da,bir kupaya kadar öyledir benim için.Mesela Sezen Aksu’nun,Gülümse Albümü’nü ne zaman dinlesem,Şile yolları aklıma gelir.O sene albüm yeni çıktığında, biz aile olarak hemen hergün Şile’ye giderken, arabada hep o albümü dinlemiştik.Yani Gülümse = Şile
Mirkelam’ın Unutulmaz albümü, Kuşadası yazlıkta dinlendiği için,Unutulmaz=Kuşadası.
Ya da mutfakta kullandığım bir bardak,bir eşarp hepsi bir şeyi hatırlatıp, gülümsetir ya da hüzünlendirir.O anı yaşatan bir materyaldir,o artık.Bazılarını görmek,hatırlamak, istemezken,bazılarına da,sıkıca sarılırsınız.Hafıza ilginç bir şey.Hemen hiç bir şey kaybolmuyor.Sadece o anı anımsatacak,tetikleyecek bir eşya,koku ya da başka herhangi bir şey,belki de unuttuğunuzu sandığınız çoğu anı,en ayrıntılı şekilde kayıtlardan bulup,gün yüzüne çıkarıyor.
Lafın kısası Ali Nazik de İkinci Bahar dizisi ve Antep’li Ali Haydar demek benim için.İzleyenler bilir,son derece güzel,bir diziydi.Zaten dizinin jeneriği bitiriyordu ilk başta insanı.Samatya onca tarihine rağmen, belki de bu dizi sayesinde,daha popüler ve bilindik hale geldi.İnsanlar akın akın Ali Haydar’ın,restaurantına gittiler.Hatta günlük turlar bile düzenlendi oralara.Ben de gittim ama turla değil.O yazımı da buradan okuyabilirsiniz.Gelelim bu muhteşem lezzete.Közlenmiş patlıcan,sarımsaklı yoğurt ve kebap (ben kıymayla yaptım) bu üçlüyü seviyorsanız,doğru yerdesiniz.Buyrun tarife,