Haytalya Tramisu Ballı Gemici Böreği Şeyh-ûl Mahşî Doyuran Pasta

Şeyh-ûl Mahşî

Ana Yemekler / 29 Haziran 2015

Son Yazılar

Sen Cafe

 Mekanların dili olur mu sizce? Kulağınıza bir şeyler fısıldar,bir şeyler anlatır mı size? Tabii ki olur,hatta bazen fısıldamaz,avaz avaz bağırır anlatırken,şarkı söyler,dans eder.Sen Cafe

Lise ve üniversite yıllarında,ders çalışma saatlerim,evde herkes yattıktan sonraydı hep.El ayak çekilip de,ev sessizleşince,ben uykudan uyanıp,ders çalışırdım.Gerçi tv karşısında da,ders çalıştığım zamanlar olmadı değil :). Neyse,gece ders çalışırken,nurlar içinde yatsın,canım ANNEM de,benimle otururdu çoğu kez.Sessizce,konuşmadan,destek için,kah örgü örüp,kah kuran okuyarak.Aslında,verdiği mesaj, senin yaptığın şeyi önemsiyorumdu.Bu başlı başına yazılacak bir konu da o konuya girersem çıkamayabilirim.Sen Cafe

Sen Cafe

 Anlatmak istediğim şey,bazen kendi kendine kaldığında,bazı şeyleri daha net görür,ve üzerinde çalıştığın konuya daha iyi konsantre olursun.Bazı durumlarda, evde tek başımayken bile yalnız kalmak,mümkün olmadığında,çalan telefon,kapı,aniden aklıma geliveren yapılacak bi iş,yaptığım,ya da yapmak istediğim işten uzaklaştırır beni.Böyle zamanlarda,düşünmek ve bazı planlamalar yapmak için,sırt çantamı aldığım gibi,kendimi dışarı atar,sessiz,sakin bir mekan ararım.Gittiğim bazı yerler de,aklımda kalır,işte böyle mekanları da,sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyarım.Sen Cafe

Sen Cafe’de işte böyle bir mekan.Kadıköy’de,Ali Suavi Sokak’da,Nazım Hikmet Parkı’nın hemen yanında.Nazım Hikmet Parkı da,ayrı bir hikayedir.Burada yazmıştım.okumak isterseniz tık tık.Sen Cafe

Ali Suavi Sokak,Sanatçılar Sokağı diye de bilinir.Takı,cam,seramik,keçe tasarımcıları,ressamlar,şairler,güzel bir dünya oluşturmuştur burada.Sen Cafe’de,bu sokakta yer alan,yaklaşık 80-90 yıllık ahşap bir bina.Eskiden ev olarak kullanılırken,sahibi,Anıtlar Kurulu’ndan,aldığı izin ve yaptırdığı restorasyon ile,2012 yılının Mayıs ayından bu yana, cafe olarak işletmeye başlamış burayı.Yukarıda binanın, restorasyondan önceki ve sonraki halini görebilirsiniz.İçeriye açılan kapı ile eski bir dünyaya adım atmış gibi oluyorsunuz.Onca yılın yaşanmışlıkları,hikayeleri,insanları artık yok, fakat,bina, yeni yüzü ile yeni hayatlara,yeni insanlara,kapılarını açmış.Sen Cafe

Son derece sıcakkanlı,insanların çalıştığı,sizi gülen bir yüzle karşılayıp uğurladıkları,zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığınız bir mekan burası.Kadiköy’ün tam da ortasında,onca kalabalığın hem içinde,hem de dışında olup,kendinizle başbaşa kalabileceğiniz bir köşeSen Cafe

Dışarısı,taş duvarın dibine dizilmiş son derece renkli,sade,insanın içini yumuşatan renklerde,tahta masa ve sandalyelerden ibaretken,içerisi son derece sessiz,eski eşyaların kullanıldığı,değişik objelerle süslenmiş,gördüğünüzde,aa bundan çok eskiden, bizim evde de vardı diyeceğiniz türden, hareketli bir mekan.Sen Cafe

 Nasıl insanların belli bir enerjisi,etrafına yaydığı bir elektrik varsa,mekanların da aynı enerjisi ve elektriği var bence.Size de olmuştur eminim,son derece lüks,kaliteli,dört dörtlük servis ve sunumuyla göz dolduran,ama içimi bir türlü dolduramayan mekanların yanında,burası son derece mütavazi ve bizden.Sade ve sıcak.Sen Cafe

 Konuştuğum Sema Hanım üst katı,genelde ders çalışmaya gelen öğrencilerin doldurduğunu,onlar varken,içeride ki kolonların sesini kapatarak,onlara daha sakin bir ortam hazırladıklarını söyledi.Bence de çalışmak,belki de kitap okuyup,kahve yudumlamak için çok uygun.Sen Cafe

 Gelelim yemek kısmına,Sen Cafe hergün sabah 9 ile, akşam 8 arası hizmet veriyormuş.Hafta sonları çok kalabalık olduğundan organizasyon için rezervasyon yapamıyorlarmış.Onun dışında hafta içi,doğumgünü gibi bir takım organizasyonlara açık olduklarını da belirten Sema Hanım,verdikleri mantıyı da özel olarak yaptırdıklarını ısrarla belirtti.Gördüğünüz kahvaltı tabağı yumurta dahil kişi başı 15 TL.Sen Cafe

Menüleri de fotoğrafladım ki,gitmek isteyen olursa hem fiyat hem de çeşit hakkında fikir sahibi olsun.Sen Cafe

Cafe de, wıreless de olması,aklımı çelmedi değil.Hani bazı günler laptopu da sırt çantamın yanına yoldaş edip,bazı yazılarımı ,o tahta masalardan birinde kahvemi yudumlarken yazdığımı görürseniz,şaşırmayın.Gelin yanıma oturun,iki lafın belini kırar,iki lakırdı ederiz.

Sevgiyle………..

Ekmek Dolması

Çoğumuza göre,kahvaltı belki de en güzel öğündür.En gerekli ve en faydalı öğün olduğunu, zaten biliyoruz.Hatta denir ya,kahvaltıyı krallar gibi,öğlen yemeklerini prensler gibi,akşam yemeklerini de fakirler gibi ye diye.Bütün günün enerjisini,belki de kahvaltıdan alır insan.Ekmek Dolması

Ben de kahvaltıyı çok sevenlerdenim ama,ziplenmiş kahvaltıyı değil.:) Yani geniş zamanlarda,uzun uzun yapılan kahvaltıları seviyorum.Onun için de klasik kahvaltılıkların yanında,masada değişik bir şeyler görmek de istiyorum.Ev halkı da,zaten oyunu hep bu yönde kullanır.Yani ekmek yerine krep,haşlanmış yumurta yerine değişik bir omlet gibi.Şimdi diyeceksiniz ki,bu ne şımarıklık.İnanın değil, sabahın 06:30 unda çıkıp, hafta içi sürekli ya bir tost,ya bir poğaçaya talim edince,bir tek hafta sonu yapılan bu kahvaltılarda da şımarmak herkesin hakkı diye düşünüyorum.

Limonata

 Yeni hafta,hatta her yeni gün,yeni bir başlangıç demektir,insan hayatında.Düşünün ki,geride neler bırakmamıza rağmen,her gün,yeni şeyler hayal ederek güne başlarız.Hep bir umut,bir melodi vardır yüreğimizde.Olmasa ne olurdu,bir hayal edin,kocaman bir boşluk.Limonata

Bugüne de gülümseyerek ve şükrederek,kafamda bin tane güzel şeyle uyandım.Tertemiz bir eve,tertemiz bir kalple ,keyif ve mutlulukla başladım haftaya.Umarım güzel,bereketli ve güzel bir hafta olsun hepimize.Yaz geldi artık.Sıcaklar bastırdı.Şükürler olsun ki sınavlar bitti.Çocuklar huzura kavuştu.Kendimi saymazsam,iki kez üniversite sınav heyecanını iliklerine kadar hissetmiş bir anne olarak,dün ve geçen hafta kalbim sınava giren çocuklar ve aileleri için attı diyebilirim.Allah hepsi için en hayırlısını nasip etsin.Emekleri boşa gitmesin.

Sıcaklar bastırdı dedik ya,bütün gün su içip,sulu şeyler yemekten perişan durumdayken,güneş altında çalışanların da,Allah yardımcısı olsun.İnsan durmadan soğuk birşeyler içmek istiyor.Sudan sonra,benim ilk aklıma gelen de limonata oluyor doğrusu.Dün gece dolapta ki,bütün limonlar bugün şişe şişe buz gibi limonataya dönüştü bile.Yapımı,son derece basit, faydalı bir içecek.

 

Dondurma Pastası

Öncelikle herkese bol kazançlı,sağlıklı,huzurlu ve belki de herşeyden önemlisi kendisiyle barışık ,mutlu,hayırlı cumalar.Yaz geldi.Sıcaklar bastırdı.Kışın,soğuktan,kardan,kasvetli havalardan yakındığımız gibi,şimdi de sıcaklardan,güneşten yakınır olduk.Bu memnuniyetsizlik,insanın doğasında var zaten.Dondurma Pastası

Yaz deyince belki de ilk akla gelenlerdendir dondurma.Küçükten büyüğe,herkes sever bildiğim kadarıyla.Bizim çocukluğumuzda,dondurma sadece yaz aylarında olurdu.Dondurma çıktı mı,yaz geldi denirdi.Kışın dondurmanın d’si bulunmazdı.Üstelik öyle kapalı kutu dondurma da yoktu.

Hatırlayacaksınız,sokak dondurmacıları vardı,sokak sokak,arabasıyla gezen.Bizim sokağında Arnavut bir dondurmacısı vardı.Bisikletli arabasıyla,önünde önlük tepesinde şemsiyesi ile mahalleye geldi mi,bütün çocuklar bir ağızdan başlardı bağırmaya; Annnnnneeeeeeeee, para attttttttt.Evet cümle buydu.Eline parasını alan,ya bir top,ya da, iki top alır,bir kaldırım taşına oturur yerdi.Arada daha yiyemeden dondurmayı yere düşüren olurdu.Başlardı ağlamaya,tekrar Annnnnnnneeeeeee dondurmam yere düştüüüüüü,Anne cevap verir,düşürmeyeydin.Çocuk işte, iki top dondurmaya hayatı,mutluluğu,hayal kırıklığını ve dondurmasını düşürmeden yiyenlere,içinde duyduğu öfkeyi sığdırıp, 10 dakika sonra bütün bunlardan sıyrılıp tekrar oyuna dalan.

Şimdi diyeceksiniz ki,dondurmayı niye pasta yapayım,öyle yerim işte.Efendim dondurma,hızla eridiğinden servisi,bence en zor tatlılardandır.Bu şekilde hem servisi kolay,hem de son derece şık oluyor.