Haytalya Tramisu Ballı Gemici Böreği Şeyh-ûl Mahşî Doyuran Pasta

Şeyh-ûl Mahşî

Ana Yemekler / 29 Haziran 2015

Son Yazılar

Günümüz Gençliği Ne Yiyor 2

Gençler ne yiyor dedik, genç damak lezzetleri dedik ama bir de durup düşünmek lazım bunlar acaba gerçek tercihleri mi yoksa bütçeleri doğrultusunda tercih ettikleri mi? Ben bu soruyu çocuklarıma sordum ve aldığım cevap her ikisi de oldu.

Pilavzade

Ancak şu da bir gerçek ki ,öğrenci bütçesi diye bir şey var. Tercihleri bütçelerine uygun, en iyi lezzeti bulmak doğrultusunda sanırım. Çünkü bana tercihlerini sayarken ikinci sıraya koydukları pilav için önerileri Pilavzade oldu. Nedenini de en iyi pilavı ,en temiz şartlarda yapan yer diye açıkladılar. Adresi de verdiklerinden işim çok kolaydı. Öncelikle isim çok hoşuma gitti. Pilavzade. Pilavı biliyoruz da zade ne demek derseniz, evlat, oğul, dürüst ve doğru adam anlamında farsça bir kelime hani şehzade, beyzade der gibi. İnsanı çeken bir hoşluk var içinde.

Pilavzade

Pilav da şimdilerde hemen her evde bir yan yemek muamelesi görse de Osmanlı zamanında normal halkın çok da kolay ulaşıp bulamadığı , daha çok sarayda pişen bir yemekmiş. Hatta zenginlik, yapılan et yemekleri kadar pişen pilav çeşitleriyle de ölçülürmüş. Ne olmuş da bu zenginlik timsali pirincim yan yemek durumuna düşmüş ya da öğrencinin kesesine uyan bir öğün atlatmaca olmuş bilinmez.

Ama sadesi olduğu kadar, içine konulan ve lezzetini katlayan her malzeme ile farklı bir kimliğe bürünmüş pilav. Etlisi, çek bir pilav üstü kurusu 🙂 ,sebzelisi, tavuklusu derken kendine özgü hikâyesi ve adı olan, ana yemek şekli de ,çokça var olmuş hayatımızda. Özbek Pilavı, Perde Pilavı, Maklube ki benim Uzman Tv de yaptığım, buradan bakabileceğiniz şekli , sonra İtalyanların Risottosu, İranlıların Çilav’ı derken aslında çok da renkli ve çeşitli bir yemek olarak da masamızda yer almış.

Pilavzade

Bu arada pilav deyince akla sadece pirinç de gelmesin, bana göre çok daha lezzetlidir bulgur pilavı. Daha bir doğal ve bizdendir sanki. Hani yanında bir cacıkla tam da bir öğündür. Ama nedense pirincin yanında daha çok bir üvey evlat durumundadır.

Pilavcı açmak kimin aklına gelmiş bilmem ama yıllardır geceleri, belli köşeleri tutmuş sokak pilavcılarını bilirim. Hani şöyle seyyar arabada satılan, pilavın deminden ve sıcağından camları buğulanmış, içinde bolca nohut olan pilavın üzerine tavuk parçalarını oturtup kararında karabiber döküp, plastik tabakta ellerin yana yana yenilen pilav.

Pilavzade

Gelelim Pilavzade’ye. Pek çok yerde olmasına rağmen bana verilen adres, Kadıköy’de Akmar Pasajı’nın ya da Nezih Kitapevinin karşısındakiydi. Gittim tabii ki, selamlaşıp derdimi anlattım. Sıcacık buyur ettiler. Mekan son derece güzel ve temiz. Arkadan usul usul çalan bir müzik var. Müşterilerin yaş ortalaması öyle çok da genç değil bakınca. Mekan kalabalık ama sakin. Kısacası masa düzeni öyle güzel ki kalabalık ama sıkıcı değil. Bir duvarlarında boydan boya yer alan yağlı boya pilav konulu resim çok güzeldi. Pilav konulu derken ben resimde ki tabaklarda pilav ve kuru fasulye olduğunu hayal ettim. Bilmem siz de benimle aynı fikirde misiniz?

Pilavzade

Çeşit çoktu.Pilav zaten nohutlu,o şekilde sade yiyebildiğiniz gibi,seçtiğiniz herhangi bir yemek ile kat çıkarak da yiyebiliyorsunuz.Seçenekler arasında,söğüş tavuk,ciğer,kuru fasulye,tavuk sote,şakşuka benim gördüklerimdi. Kat çıkmak derken,zemini pilavla yapıp üzerine bunlardan bir veya  birkaçını ya da  hepsinden  bir parça koydurup yapabiliyormuşsunuz..Bu arada Pilavzade bulgura haksızlık etmemiş ve menüsünde ona da yer vermiş.

Tercih ve damak lezzeti herkesin adı gibi kendine özel.Ne demişler renkler ve zevkler tartışılmaz.

Sevgiyle…

Günümüz Gençliği Ne Yiyor 1

İki erkek annesi olmam ve şimdi ki zamana göre erken evlenmemden dolayı çocuklarımı büyütürken onlarda beni büyüttü diyebilirim. Benim onlara öğreteceklerim bundan böyle sadece tecrübelerimle sınırlıyken , onlar hala bana bir sürü şey öğretiyorlar. Ama ben de öğrenme heveslisi bir öğrenciyim.

Carnaval Büfe

Hiçbir zaman köşede oturmayı seven biri olmadım. Her zaman içimde bir öğrenme hevesi ve merakı oldu, hala da var. Allah ömür versin ve bozmasın ki onlar benim evlatlarım oldukları kadar da arkadaşlarım. Akşam olup da evde toplanıldığında gün içi yapılanlar hakkında sohbetimiz çoğu zaman koyu olur.

Geçen akşam da böyle bir sohbet sırasında iki kafadar kardeş gidip yedikleri şeyleri konuşuyorlar ve kıyaslama yapıyorlardı. Nerenin hamburgeri güzel, pilav nerede yenir gibi.

Neticede bizim ev mideye düşkün insanlardan oluşuyor, o nedenle baş konunun yemek olması çok normal.

Carnaval Büfe

Sohbet öyle bir yere geldi ki günümüz gençliği ne yiyor başlığı altında sizinle paylaşmak istedim.

Gidip yedikleri daha doğrusu yemeyi sevdikleri yiyecekleri sıraladılar. Baktım tam bir üniversite öğrenci menüsü. Başta hamburger olmak üzere, artık adım başı gördüğümüz pilav ikinci sırada, patso ve börek olarak liste devam ediyor. Bir an aklıma bizim gençliğimizde gittiğimiz mekanlar geldi.Öyle çok da seçeneğimiz yoktu aslında.Kadıköy’de Itır Büfe,Petek Büfe sonra Kristal Büfe şu an aklıma gelenler.Hatta hiç unutmam Itır Büfe’ye daha çok muzlu süt ya da havuç suyu içmeye giderdik.Şimdiki gençlerle karşılaştırınca,biz biraz daha sağlıklı beslenmişiz diyebilirmiyiz?

Mekan tercihlerinin ilk sırasında Kadıköy’de hizmet veren ve çok yakın zaman da Bağdat Caddesinde de bir şube açacak olan Carnaval Büfe vardı. Üşenmedim gittim, gördüm, sordum, öğrendim ve fotoğrafladım.

Carnaval Büfe

Carnaval Büfe Kadıköy’de, Reks sokağının köşesinde Kadife Sokağın hemen başında sanırım 5 masadan oluşan küçük bir mekan. Ama içerisi öyle renkli ve sıcak bir atmosfere sahip ki, Kadıköy’ün tam ortasında gençler için doğru bir konumlandırma olduğunu düşündüm. Ayrıca çalışanlar da genç ve aynı dili konuşuyorlar (gençlik lisanı ), güler yüzlü ve samimi tavırları ile beni hemen fethettiler. Menüleri hamburger,  sosis ve pizza ağırlıklı. Kendi spesiyal ürünleri var aynı zamanda  yeni mekanları için de süper fikirleri. Gittim ama yemedim. Fakat oradayken bebe mühendise mail attım en lezzetli ürünleri nedir diye gelen cevap o menüde yer alan her şey oldu. Gittim ama yemedim dedim neden yemedim çünkü o mekanda beni ağırlamayı çok isteyen çocuklarıma sözüm vardı. Gerçi gittim fotoğrafladım dediğimde, oraya kadar gitmişken keşke yeseydin dediler ama benim için verilen söz çok değerli olduğundan sözüme ihanet etmek istemedim.

Carnaval Büfe

Carnaval’ın lezzetlerinden önde gelenlerden bahsedecek olursam ilk olarak Corn Dog diyeyim menüde de görebileceğiniz gibi çubuğa geçirilmiş sosis,14 çeşit baharat ve mısır unundan hazırlanmış bir karışıma bulanarak kızartılıyormuş. Corn Dog’un peynirlisi olan Peynir Topu’da Adapazarı’ndan getirtilen dil peyniri ile yapılıyormuş ve müthiş bir lezzetmiş.

Patenti kendilerine ait olan Kıyburgerin ise 11 çeşit baharat ve rendelenmiş 7 çeşit mevsim sebzesinin, dana antrkottan elde edilen kıyma ile yapıldığını ve cheddar sos,karamelize soğan,turşu yeşillik,domates ve özel Carnaval mayonez ile bir bütün halinde sunulduğunu öğrendim.

1,5 yıldır Kadıköy’de hizmet veren bu mekanda ki sosislerin tümü Şütte ‘ye özel olarak yaptırılıyormuş.%100 dana etinden yapılan bu sosisler özel ızgarada dönerek pişiriliyormuş. Yeni açacakları şubelerinde servis etmek üzere, içinde Kars gravyeri bulunan özel yapım sosisleri de gördüm. Hatta özel ızgaralarda pişirilmek üzere 1 metre uzunluğunda sosisler yaptırılıyormuş. Masaya bu şekilde getirilip, servis anında kesilmek üzere değişik ve eğlenceli fikirleri olduğunu da anlattı görevli arkadaş.

Karar sizin birgün gidip deneyebilirsiniz. Gençlerin aklına, hayallerine ortak olmak kadar, damaklarına ortak olmak da güzel ve eğlenceli.

Yazımızın devamı var. Bir sonraki mekan ve lezzet ne olacak bakalım.

Sevgiyle ,bereketli haftalar

Karamelize Armut Soslu Cheescake

Ne olur yine mi demeyin.Evet yine.İşin kötüsü ev halkında da bu cheescake alışkanlık yaptı.Artık ben istemesem de onlar istediği için yapar oldum.Biri bitince diğerini istiyorlar.Aslında laf aramızda ben de çok seviyorum.Hele sabah kahvemin yanına o kadar yakıştırıyorum ki anlatamam.Karamelize Armut Soslu CheescakeBen de her yemeğin bir hikayesi var ya bu cheescakekin de bir hikayesi var.Şöyle ki cheescake malzemeleri ve yapılışı aynı,değişen üzerine yaptığım sos oluyor genellikle.Gerçi süzme yoğurttan da yapmıştım buradan bakabilirsiniz.Bu arada cheescake zaten her yerde aynı,ona farklılık katan üzerine kullandığınız sos malzemesi.

Alışverişe aile olarak hep beraber çıktığımızda,herkes kendine göre birşeyler alıyor.Bu armutları da Ankara’lı Mühendis almıştı.Almasına almıştı ama yemediği için dolapta öyle garip garip bekliyorlardı.Kendime dedim ki yap bir cheescake armutlarda değerlensin,ev halkı da bayram etsin.

Domates Aşı

Öyle yemekler vardır ki insanlarla özdeşleşmiştir.O yemek size o insanı hatırlatır.Onun elinden yediğinizden mi yoksa bir tek o ,bu yemeği güzel yaptığından mı bilmem.Bu domates aşı da benim için = eniştem.Domates AşıEniştem Allah rahmet eylesin son derece bilgili ,kültürlü ve şahsına münhasır bir insandı.Sanırım okumadan geçen bir günü yoktu.Tok ,davudi bir sesi vardı.Hala kulaklarımdadır,o tok sesiyle okuduğu, Necip Fazıl Kısakürek’in Kaldırımlar şiiri.

Lise çağlarında yaz mevsiminde teyzeme kalmaya o kadar sık giderdim ki,o nedenle birikmiş pek çok anım vardır eniştemle ilgili.Örneğin sabah uyandığımda baş ucumda benim için alınmış bir tişört bulduğumu bilirim.Sabah erkenden gidip alınmış ve uyandığımda bulmam için baş ucuma konulmuş.Balkonda yemek yerken ,içinde yıkanmış üzümlerin olduğu bir plastik kaseyi,üzümleri boşaltıp attığını bilirim,plastik görmeyi sevmediğinden.Ya da bilmediği bir şey duyduğunda ki bu çok nadir olan bir şeydi,bir elinin serçe parmağını kıvırıp,eve gelene kadar o parmağını açmadığını bilirim.O zamanın meşhur bilgi kaynağı Meydan Larousse ‘a bakmak için.Kendisinin anlattığı ve çok hoşumuza giden ve hala unutmadığım bir diğeri de Hukuk Fakültesinde okuduğu öğrencilik yıllarında,yattığı yerde kitap okurken veya ders çalışırken ışığı söndürmek için kalkmaya üşendiğinden ,terliğini ampule fırlatıp kısa yoldan ışığı söndürdüğüdür. Daha bir sürü anı.Yaş olarak annemden büyük olmasına rağmen,saygıdan (eşinin büyüğü, ablası olduğu için) anneme abla diyen bir insandı eniştem.

O tam bir Ege insanıydı,sıcakkanlılığı,ani tepki vermesi ama insan sevmesi yönüyle.Atça’lıydı.Atça’yı bilirmisiniz,Aydın’ın çok güzel bir kasabasıdır.Atça,parkları ile ve Atçalı Kel Mehmet’i ile ünlü yemyeşil,sakin ve son derece güzel bir beldedir.Hatta Ege’nin Paris’i diye bilinir.Bunun nedeni de Cumhuriyet öncesi Yunan istilasında,yakıp yıkılan Atça’nın,Cumhuriyet sonrası imarını ,Fransa’da şehir planlamacılığı konusunda eğitim alan,Abdi Bey’in yapmasıdır.Kendisi Fransa ve Paris hayranlığını Atça’yı yeniden yapılandırır ki,sokakları ve yerleşimi oraların etkisinde kalarak yaptığından böyle denir.Bir diğer ayrıntıda Atça’da okuma yazma oranının % 97 lerde olmasıdır.Havasından mı ,suyundan mı bilinmez ama yürüdüğünüz yol boyunca en çok gördüğünüz tabela avukat tabelalarıdır ki,Allah rahmet eylesin eniştem de çok iyi bir avukattı.

Egeli dedim ya işte,yemek zevkinden ve damak kültüründen bahsetmemek olmaz.Pek çok çeşitte ot bilir bunların nasıl pişirildiğini teyzeme tarif ederdi.Doğal olarak evlerinde zeytinyağı dışında yağ bulunmazdı.Teyzemin hala patatesi bile hakiki zeytinyağında kızartığını daha önceleri de yazmıştım zaten.Kendisi arada mutfağa girer, çok güzel yemekler yapardı.Bu durumdan teyzem hoşnut muydu bilmem ama hatırladığım o yemek yapıp mutfaktan çıktığında ortalığın savaş alanına döndüğüydü.:)

Ama eli son derece lezzetliydi.İnsan ağırlamayı ve mutlu etmeyi iyi bilirdi.Allah mekanını cennet eylesin.

Domates aşı ‘da işte onun elinden yediğim bir Ege zeytinyağlısıdır. Ben de yaptım ,arada da yaparım ama asla, onun yaptığından aldığım tadı alamam.İşin sırrı belki biraz Ege’nin o güzel domates ve biberlerinde,biraz oraların zeytininden çıkmış zeytinyağında,çokça eniştemin elinin lezzetinde azıcık da benim genç ve taze damağımdaydı sanırım.