Yazıyorsam Varım

Nasıl bir şey değil mi,şuraya yazdığımız her satır,belki de sonsuza kadar burada duracak.Öylesine,bazen düşünerek bazen de düşünmeden yazılan her şey bizden sonrakilere belki miras belki de bilgi kirliliği olarak kalacak.Bunu düşününce yazmak insanı biraz ürkütüyor doğrusu.Bu hem iyi hem de kötü bir şey gibi geliyor.Hayata Yenilmemekİyi bir şey çünkü yok olup gittikten sonra bile ,çocuklarımız,torunlarımız hatta belki de onların çocukları bu satırları okuyacak.Bizimle ilgili fikir sahibi olacak.Çünkü söz uçar yazı kalır diye boşuna dememişler.Şöyle bir düşünelim mesela,yakınlarımız,sevdiklerimiz,hatta sevmediklerimiz,büyüklerimiz küçüklerimiz neler düşünürler,neler hissederler bilemeyiz.Konuştuysak bile belki de çoktan unuttuk gitti.Oysa ki yazılı olanları açıp tekrar tekrar okuma imkanımız var.Ben sanırım biraz da bu nedenle bu kadar yazmayı seviyorum.

Yazarken hep heyecan duyuyorum,bunları çocuklarım,inşallah hayırlısıyla görebileyim gelinlerim ve torunlarım bile okuyabilecek.Yaptığım yemekleri görüp,neler düşünüp,neler hissettiğimi,nerelere gittiğimi bilecekler.Onlar bunları okurken nasıl bir durumda olurum,yanlarında olurmuyum bilmiyorum ama onlar nasıl bir babaanneleri olduğunu bilecekler.Hatta benim yazılarımdan , benim gözümden dedelerini,babalarını tanıyabilecekler.Belki okudukları bazen onları şaşırtacak, bazen güldürecek. kimbilir. Belki anlam veremediklerini babalarına soracaklar,babaannem burada ne demek istemiş diye.Belki okuduklarıyla biraz daha sevip kendilerine daha yakın hissedecekler.

Bu bence bırakılabilecek en büyük miras.Duygular ve düşünceler.

Hayata tek olarak gelip,zaman içinde çoğalıp kocaman aileler oluyoruz.Sonra doğanın kanunu gereği,çocuklarınız yuvadan uçup kendi yuvalarını kuruyor ve başladığınız noktaya bir ayvaz bir köroğluna dönüyoruz.Bu da tamam ama  en zoru tek köroğlu ya da ayvaz olarak kalmak herhalde.

Tv de bir reklam var hani hangi markanın olduğunu söylemeyeceğim de bir babaanne oğulları,torunları,gelinleri ile.Hani hepsinin elinden akıllı telefonlarını toplayıp dolaba kaldırıyor.Tariflerinden bahsediyor,tarif defterini gösterip,gelinlerin sadece salata yediğinden şikayet ediyor.O reklamı ne zaman görsem sanki o benmişim hissine kapılıp hem gülümsüyor hem de üzülüyorum.Ama öyle bir yaşlı olmak istiyorum.Annem öyle bir insandı,toplayıcı,denge kurucu,sevgi ve hoşgörü dolu bir kalbi vardı.O da yazıyor olsaydı,şimdi artık o yanımda değilken yazdıkları bana nasıl da ışık tutardı.Okur okur sonra başa döner bir daha okurdum.

Şu siteyi kurduğumdan beri yazdığım yazının sayısını unuttum.Siz sadece buraya koyduklarımdan haberdarsınız,oysa buradakinin kaç katı yazılmış yazılar var defterlere,kağıtlara bazen de telefonun notları arasına.Yazmak bir çeşit arınmak gibi,yazdıkça rahatlıyor,rahatladıkça yazmak istiyor insan.Hatta ilerde torunlarıma ışık tutması açısından şunu da yazmak isterim ki ,Ankara’lı Mühendisimin çocukluktan ergenliğe geçişinde ,iletişim kurmakta zorlandığım zamanlar olmuştu.Ergen işte.Ben de söylemek istediklerimi,ona yazarak anlattım bir dönem. Nasihatlarımı,doğru ve yanlış gördüklerimi mektup şeklinde yazar odasına koyardım.:)

Yazmak da tıpkı yemek yapmak gibi bir çeşit terapi.Deneyin biri beyni ,diğeri ruhu ıslah ediyor.

Sevgiyle…..

Etiketler: , , , , , , ,

PAYLAŞ & TAKİP ET

Pin It

Abone Ol

Yandaki kutucuğa mail adresini gir, Abone ol butonuna bas, tarifler mail adresine gelsin

Mail abonelik hizmeti
FeedBurner aracılığıyla
verilmektedir.

Yorumlar

  1. mine(miskokululezzetler) 11 Kasım 2013 at 15:00 Reply

    senin yazdıklarını ben keyifle okuyorum yorgunluğumu alıyor tam benim hissedipte yazamadıklarım diyorum Allah sağlık verdikçe sen yazdıkça ben okuyacağım sevgiler…

mine(miskokululezzetler) için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir