Güler Efes’de,Meryem Ana’da,Şirince’de,Güzelçamlı’da

Bu sene de çok şükür çok güzel ve istediğim gibi bir tatil yaptım.Durmalı,kalkmalı,gezmeli tozmalı. Zaten bu gezgin ruha sahip olmak öyle bir şey ki,herkeste olan ama uyuyan bir duygu. Bir gün o his uyandığında,artık onu uyutmanız mümkün değil.Tıpkı bulaşıcı bir virüs gibi yanınızdakine de bulaşıyor ve sizi ele geçiriyor.Üzerinizde bir tişört,bir şort ve olmazsa olmaz sırt çantası 🙂 ile en basit şekilde yaşamaktan keyif alıyorsunuz.EfesEfes benim için özel bir yer.Neden diye sormayın ben de bilmiyorum, fakat orada beni çeken bir şey var.Onlarca kere gittim ama her o çevreye yakınlaştığım da,içimden bir ses oraya gitmemi söylüyor.Evimde dolaşırmış gibi dolaşıyorum orada.İçimde bir heyecan ve huzur oluyor.Garip bir duygu ama öyle hissediyorum işte.Datça’dan çıkıp da feribotla Bodrum’a geçince,haydi dedik buraya kadar gelmişken Efes’e gitmemek olmaz.Efes Efes’e gideceksek o zaman çocuklarımın deyimiyle ” Küçükanane’ye” yani yazlarını Kuşadası Güzelçamlı’da geçiren teyzeciğime uğramadan da olmaz.Bodrum bana göre artık,çok güzel olmasına rağmen çok ama çok kalabalık bir yer.İnsanı dinlendirmekten ziyade yoruyor.Bodrum’da meşhur sebzeli dönerimizi yiyip,küçük bir Bodrum turu atıp,düştük yollara.EfesBu arada Kuşadası zaten tamamen şehirleşmiş bir taş yığınına dönüşmüş durumda ve hızla bu yolda ilerlemeye devam ediyor.Eski dokusu,havası kalmamış.İnsanlar neden gittikleri her yeri büyük,yaşamak zorunda olduğumuz ama ilk fırsatta da kaçmak istediğimiz beton yığınlı yerlere dönüştürmek ister ki?Ovabükü’nde yollar toprak ve engebeli iken,ki yaşayanlar yollar düzgün olsun zaten istemiyor,Kuşadası kaymak gibi yollara sahip olmuş.Kolaylık anlamında güzel ama ulaşım kolaysa,şehirleşme bir o kadar hızlı oluyor.

Neyse Efes’i o sıcakta,azimle tekrar gezdik.En son gördüğümden bu yana daha bir sürü, kalıntı gün yüzüne çıkarılmış.Yamaç Evler bunlardan en dikkat çekicisi mesela.Ortalık Japon turist kaynıyordu,bir o kadar da rehber.Bu kedicik de tarihi kalıntılar arasında bir rehberin verdiği kedi mamasını afiyetle yerken ona da merhaba dedim. Kimbilir belki o da ,Efes’in geçmişte bir parçasıydı bilemeyiz ki.
Meryem AnaEfes’den sonra yine daha önce görmüş olmama rağmen Meryem Ana’ya da gitmek istedim. Babanga çok şükür lokum oldu lokum.Dedim ya o gezgin ruh bulaşıcı bir şey diye.Tişört,şort,terlik ve sırt çantası modunda. Arabaya giderken asılan ütülü gömlek ve pantolon bütün o günler boyunca hiç arabadan çıkarılmadı.Meryem Ana Bilenler bilir,Meryem Ana’da üç çeşme var.Para,sağlık ve aşk çeşmesi.Üç tane yanyana ama hangisinin neyi temsil ettiği bilinmeyen üç çeşme.Tabii ki önce Allah’tan olmak üzere ,dileğinizi yazıp astığınız  bir de dilek duvarı.Fotoğrafını instagramda paylaşmıştım,takip edenler görmüştür.Bu çeşmelerden su içip ,adeti bozmadan dilek duvarına biz de dileklerimizi yazıp astık.Allah’tan başta sağlık olmak üzere , güzel şeyler istedik.İnşallah dileklerimiz kabul olur.ŞirinceSonra ki durağımız Şirince oldu.Hani zaten herkesin bildiği fakat şu Maya Takvimi olayı ile tüm dünyanın öğrendiği,şarap diyarı,meşhur Şirince.Küçücük bir köy.Fakat sanırsınız ki herkes orada.O kadar kalabalıktı ki yollarda yürümek işkence gibiydi.Her taraf şarap evleri ile dolu.Almak istediğiniz şarapları önce tadıp sonra satın alabiliyorsunuz.Şarabın bu kadar bol olduğu ve üretildiği yerde şarapların fiyatları,daha ucuz olmalı diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.Fiyatlar ucuz değil.Zaten beni daha çok etkileyen köylü pazarı oldu.Şirince Ne yok ki o pazarda,baharatlar,köy ekmekleri,zeytinler,zeytinyağları,üzümler,şeftaliler,incirler ve tabii incik boncuk.Bir cam ustası gözünüzün önünde bu güzel bileklikleri yapıp satıyor.Nazar boncuğuna olan düşkünlüğüm nedeniyle çok ilgimi çekti.Kaymaklı Bozdoğan PeynirlisiBabangam bir yemek yerken ,yemeğin en güzel tarafını hep en sona bırakır.Yemeği bitirirken, en güzel tat damağında kalsın diye.Mesela soğan yiyorsa ,soğanı dıştan içe doğru yer.Soğanın cücüğünü en sona bırakır.Gerçi bazen onu yemek ona kısmet olmaz çünkü ben önünden alıp yerim.Onun gibi en güzel şeyi ben de en sona bıraktım.Kaymaklı Bozdoğan Peynirlisi.Ben böyle bir pide yemedim.Böyle bir lezzet anlatılamaz.Mutlaka ama mutlaka yemelisiniz.Güzelçamlı’da yani köyün içinde olduğu gibi, bizim gittiğimiz sahile de bir dükkan açmışlar.Asıl doğduğu yer Aydın Bozdoğan.Bildiğim kadarıyla İstanbul’da bu pideyi yapan bir yer yok.Eğer varsa ve biliyorsanız lütfen bana da bildirin.Manda kaymağı ile servis edilen,otlu tulum peyniri ve kaşar peyniri ile hamurun dansı ki, hamur ve peynir ,bu kadar güzel bir hale nasıl dönüşür o kaymak bir pideye bu kadar mı yakışır bilemedim.Çok çok kilo kilo alıp getirmediğime buzluğa koymadığıma o kadar pişmanım ki,hayatımdaki pişmanlık duvarında üst sıralarda duruyor şu anda.

Bir de Nazilli Gülü diye bir pide var ki kıymalı,anlatmayayım bence bir iş yaratın ve o tarafa gidin ,sırf bu pideyi yemek için bile gidin.

Tatil bitti mi? Yoo kim dedi bitti diye.

Sevgiyle……

Etiketler: , , , , , , , , , , , , , , ,

PAYLAŞ & TAKİP ET

Pin It

Abone Ol

Yandaki kutucuğa mail adresini gir, Abone ol butonuna bas, tarifler mail adresine gelsin

Mail abonelik hizmeti
FeedBurner aracılığıyla
verilmektedir.

Yorumlar

  1. yusuf 04 Eylül 2013 at 21:11 Reply

    Bizde 1 eylulde guzelcamlida bozdogan peynirlisi ve nazilli gulunden yedik ozellikle bozdogan peynirlisinin tadi damagimda kaldi. Gercekten cok lezzetliydi

    • Güler Konur 05 Eylül 2013 at 00:01 Reply

      Benim rüyalarıma giriyor hala desem abartmış olmam

  2. mine 06 Eylül 2013 at 16:42 Reply

    Son fotolarını instagramda takip edememiştim ama çok keyifli olmuş işte Ege böyledir Gülerciğim ben geçenlerde bardacık ile ilgili bir foto paylaşmıştım dalından koparılıp satılıyor diye gerçekten böyle İzmirde doğup büyüdüğüm burada yaşadığım içinde çok şanslı hissediyorum kendimi. Ayrıca fotoğrafçılık gezisinde şirince ve efeste eğiitim yapmıştık son gidişimi hatırladım. Bungolavlar çok hoş gerçekten karadeniz gezimizde yaylalarda kalmıştık çok keyifli önce biraz tedirgin oluyor insan ama sonra alışıyor keyfiniz hep böyle olsun sevgiler..

    • Güler Konur 06 Eylül 2013 at 21:35 Reply

      Bungalov ilk tecrübemdi,ilk başta biraz tedirgin oldum ama sonra iyi ki burada kaldık diye düşündüm bende. Efes’e gelince orası benim evim gibi 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir